21 Kasım 2010 Pazar
İŞTE ÖYLE BİR ŞEY...
Bir şölen, bir şenlik, bir bayramdır Beşiktaş maçına gitmek.Hele bir de hava güzel ise...
Ritüelleri vardır,bütün Beşiktaşlılar bilir.Eğer karşıda oturuyorsan vapura binersin, vapurda tanıdığın tanımadığın Beşiktaşlılar'la kaynaşırsın. Beşiktaş Çarşısı'na gidip Beşiktaşlı köftecilerde köfte yersin veya balıkçılardan birine oturup rakı-balık yaparsın.2-3 saat demlenir,o siyah-beyaz ortamda dostlarla muhabbet edersin.Ya da başka bir alternatif olarak Kazan'a gidersin. Bira-patates eşliğinde tezahüratlara karışırsın. O da olmadı alırsın eline biranı, Kazan'ın yanındaki Büyük Beşiktaş Çarşısı'nın önünde toplanan yüzlerce Beşiktaşlı'ya eşlik eder, bağırır çağırırsın delicesine. Barbaros Bulvarı'ndan inen arabalara korna işareti yapar, kaşkol sallarsın. İETT otobüsündeki yolcular şaşkın şaşkın bakar o kalablığa... Sonra ağaçlı yoldan Dolmabahçe'ye yürürsün büyük bir heyecanla. Ve o tarih kokan İnönü'ye girersin. Kendinden geçersin... Maçtan sonra yenildiysen efkarını dağıtmak, yendiysen sevincini artırmak için yürürsün Gümüşsuyu'ndan Taksim'e... Çıkarsın Beyoğlu'na Nevizade'ye... Oturursun dostlarla, söylersin bi 33'lük... Geceyi uzatırsın. Sabah başlayan o heyecan geceyarısından sonra son bulur. Kim bilir; belki de bulmaz... Beşiktaşlı olmak başka şeydir be dostum, onun tadını bulamazsın hiçbir şeyde. Hayatın tadır, tuzudur, rengidir vesselam...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder