3 Aralık 2009 Perşembe

TARİFSİZ


Sabah uyandığımda ilk baktığım şey telefonum. Her gece olduğu gibi yine rüyamda konuştum seninle ama yeter mi bana? Sesini duymak yeni bir güne başlarken… Ama yok telefonda bir hareket. Bekliyorum… Yok… Yoksun… Kahvaltıda boğazıma takılır içtiğim çay bile.


Öğlen oldu aramadın ama halâ… İşlerin yoğun sanırım. Tama bekliyorum. Ben hep bekleyeceğim zaten seni. Telefon beklemek ne ki?

Saat 5… Hafif bir yorgunluk günün verdiği. Yine duyamadım sesini. Birazdan akşam olacak. Herhalde günün sonunda arayacaksın değil mi? Umudun mutluluğu sardı birden her tarafımı. Bekliyorum.

Akşam oldu. Hava çoktan karardı. Neden aramıyorsun? Yoksa bir şey mi geldi başına? Yoksa… Yoksa yanında biri mi var? Neredesin? Ne yapıyorsun şimdi? Kiminlesin? Artık yok muyum senin için? Korkuyorum… Üşüyorum… Allahım ne oluyor? Niye aramıyor? Artık ben aramalıyım. Biraz merak, biraz kaygı, biraz da öfke var içimde. Şimdi ise terliyorum.

Sakin olmalıyım. Bu ruh halimi hissetmemeli. Çünkü sevmez o benim bu halimi. Haklı da… Ama ne yapayım? Tamam… Şimdi iyiyim. Derin bir nefes… Ve şimdi çeviriyorum tuşları. Evet. Çalıyor. 10 saniye oldu. Çalıyor. Çalıyor. Neden açmıyorsun?

Dışarıda mı? O sesler ne? Niye konuşmak istemiyor gibi? Evet. Müsait değil.

Hangi sokakta hangi caddede şimdi. Nereye gidiyor? Birileri var sanki yanında. Kim o kim? Odamdaki duvarlar büyüdükçe büyüyor. Duvarlar üstüme geliyor şimdi. Üstüme üstüme geliyor. Ben küçülüyorum gittikçe. Hepsinin altındayım şimdi. Hepsi sırtımda. Allahım çok ağırlar. Kaldırmaya gücüm yok.

Ne oldu? Nereye gittiniz acımasız duvarlar. Kafamı kaldırıyorum, doğruluyorum şimdi. Hani? Hani ezecektiniz beni az kalsın. Ama… Ama şimdi de küçülüyorsunuz. Dört bir taraf birbirinize yaklaşıyorsunuz. Kaçmak istiyorum burada. “Çıkarın, çıkarın” diye bağırıyorum. Niye kimse duymuyor sesimi. Neredesiniz? Nerede bu odanın kapısı? Nerede herkes? Neden ışıklar sönüyor yavaş yavaş. Camlar nerede? Havasızım. Dayanamıyorum. Nefes alamıyorum. Boğuluyorum yardım edin.

Bırakın beni koşmak istiyorum. Koşmak sadece koşmak. Neresi olduğu önemli değil. Koşmak istiyorum ayaklarım hissizleşinceye kadar. Koşmak istiyorum nefesim tükenene kadar. Koşmak istiyorum sabaha kadar. Koşmak istiyorum düşüp yığılana kadar. Koşmak istiyorum… Koşmak istiyorum…Koşmak istiyorum….Aslında kaçmak istiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder